Elazığ'ın Doğuşu: Harput'un Mirasından Modern Elazığ'a
Doğu Anadolu’nun en özel yerleşimlerinden biri olan Elazığ, binlerce yıllık kadim bir geçmişin modern yüzüdür. Deniz seviyesinden 1067 metre yükseklikte, hafif eğimli bir zeminde yükselen bu şehrin öyküsü, aslında "Taş Kale" anlamına gelen kadim Harput ile başlar.
1. 4000 Yıllık Bir Geçmiş: İlk Sakinlerden Urartulara
Harput’un tarihi, sadece Elazığ’ın değil, Anadolu’nun da en eski kayıtlarını barındırır.
Kadim Halklar: M.Ö. 2000’li yıllarda bölgeye ilk yerleşenler Hurriler olmuştur. Ardından Hititlerin kısa süreli hakimiyeti gelse de, bölge asıl kimliğini M.Ö. 9. yüzyılda Urartular ile kazanmıştır.
Taş Kale (Har-Put): Bugün heybetiyle şehri izleyen Harput Kalesi, Urartu döneminin mimari dehasını yansıtır. Kaya içine oyulan tüneller ve gizli su yolları, kalenin 4000 yıl önce ne kadar stratejik bir yapı olduğunu kanıtlamaktadır.
2. Roma’dan Araplara: Mezopotamya’nın Kapısı
Miladi 3. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun tam hakimiyetine giren bölge, uzun yıllar Sasaniler ve Bizanslılar arasında bir sınır hattı (hudut) görevi görmüştür.
İslamiyetle Tanışma: Hz. Ömer döneminde, 7. yüzyılın ortalarında bölge Arap hakimiyetine girmiştir. Bizans kaynaklarında "Harpote" olarak anılan bu stratejik mevki, her iki imparatorluk için de bir gövde gösterisi alanı olmuştur.
3. Türklerin Gelişi ve "Çubukoğulları" Dönemi
Malazgirt Zaferi'nin (1071) ardından Anadolu’nun kapıları Türklere açıldığında, Harput 1085 yılında Türk hakimiyetiyle tanıştı.
Şehirleşme Hamlesi: Harput’un ilk Türk hakimi Çubuk Bey'dir. O güne kadar sadece askeri bir kale olan Harput, Türklerin yerleşmesiyle birlikte büyüyen, canlanan bir şehir kimliğine bürünmüştür.
4. Artuklu Devri ve "Belek Gazi" Efsanesi
Harput’un altın çağı, 12. yüzyılın başında başlayan Artukoğulları dönemidir.
Belek (Balak) Gazi: Haçlı seferlerine karşı gösterdiği kahramanlıklarla tanınan Belek Gazi, Harput’un yetiştirdiği en büyük Türk fatihlerinden biridir.
Mimari Miras: 1157 yılında Fahrettin Karaaslan tarafından inşa edilen Ulu Cami, bu dönemin en değerli sanat eseridir.
5. Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı Hakimiyeti
Selçuklular döneminde "Arap Baba" gibi mistik değerler kazanan şehir, 15. yüzyılda Akkoyunlu Uzun Hasan’ın idaresine girmiştir. 1516 yılında, Çaldıran Meydan Muharebesi’nin ardından Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Harput; 10 camisi, 90 hamamı ve kütüphaneleriyle tam bir kültür ve ticaret merkezi haline gelmiştir.
6. Yeni Şehir: Mezra'dan Elazığ'a
yüzyıla gelindiğinde Harput, coğrafi yapısı ve ulaşım zorlukları nedeniyle genişleyen nüfusa dar gelmeye başladı. 1834 yılında, II. Mahmut döneminde Reşit Mehmet Paşa’nın girişimiyle halk arasında "Mezra" denilen bugünkü ovaya taşınma süreci başladı.
İsim Yolculuğu: Sultan Abdülaziz’in onuruna şehre önce "Mamurat ül-Aziz" (Aziz’in mamur ettiği şehir) adı verildi. Halk arasında "El-Aziz" olarak kısalan bu isim, 1937 yılında Atatürk’ün şehri ziyareti sırasında bolluk ve bereket anlamına gelen **"Elazık"**a çevrilmiş, zamanla bugünkü "Elazığ" halini almıştır.
Neden Elazığ?
Bugün Elazığ; Harput’un binlerce yıllık derinliğini, ovanın modern yaşamıyla birleştiren, doğunun en köklü ve güvenli şehirlerinden biridir. Elazig.net olarak biz, bu büyük mirası korumaya ve anlatmaya devam ediyoruz.