Sevgilisini Darp Edip 5 Yerinden Bıçaklamıştı, İlk Duruşmada Kendini Savundu

Sevgilisini Darp Edip 5 Yerinden Bıçaklamıştı, İlk Duruşmada Kendini Savundu

Elazığ'da kız arkadaşını darp edip 5 yerinden bıçaklayan doktor, ilk duruşmada kendini savundu.

Elazığ'da kız arkadaşını darp edip 5 yerinden bıçaklayan doktor, ilk duruşmada kendini savundu. Sanık Sinan B., üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek daha önceki ilişkisinde aldatılmasına rağmen kimseyi öldürmeyi düşünmediğini söyledi.

Olay, 24 Temmuz 2022 tarihinde merkeze bağlı Yeni Mahalle'de meydana geldi. Bir hastanede doktor olan Sinan B. ve sevgilisi Dilan Tali (25) akşam yemeğinde bir araya geldi. Tali, yemekten sonra cüzdan ve kimliğini almak için Sinan B.'nin evine geçti. Tali, burada adeta dehşeti yaşadı. Yemekte çıkan kıskançlık tartışması evde şiddete dönüştü. Sinan B., Tali'ye yumruk attı ve bıçağı sırtına sapladı. 2 saat boyunca şiddet gören ve 5 yerinden bıçaklanan Tali, bir fırsatını bularak evden çıktı ve komşulara sığındı. Ardından haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı kadın, ambulansla Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis tarafından gözaltına alınan ve işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Sinan B., nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

"Vicdan azabı çekiyorum; ailesinden, kendi ailemden özür diliyorum"

Olayın ardından yakalanarak gözaltına alınan Sinan B., Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk duruşmasına çıktı. Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanan sanık Sinan B., üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek önceki ilişkisinde aldatılmasına rağmen kimseyi öldürmeyi düşünmediğini söyledi. Kız arkadaşı ile birlikte restoranda yemek yemeye gittiklerini kaydeden Sinan B., "Saat 21.00 civarındaydı, yemek esnasında alkol aldık. Sonrasında görev yaptığım hastanede bir hastadan dolayı yorulmuştum. O sırada ben tıbbi olaylardan bahsettiğim için Dilan da alınganlık göstererek "Eski eşin olsaydı onunla konuşurdun, o seni anlardı. Çünkü doktordu" diyerek, "Onu seviyorsun" dedi. Aramızda tartışma başladı. Ben ayrılmak istedim, görüşmek istemedim ancak yüzüne söylemek istemedim. Sonrasında tartışma devam etmesin diye lavaboya gittim. Lavabodan çıktıktan sonra arabaya binerek eve gittim. Dilan'ı restoranda bıraktım. Eve gittiğimde saat gece 24.00 civarıydı. Dilan'ı arayarak "Ben oradan ayrıldım, sen de orada bekleme" dedim. Dilan beni sürekli aradı, telefonu kapattım, cevap vermedim. Sonra açtığımda "Bu şekilde ayrılamazsın, konuşmamız lazım" dedi. Ben gitmeyeceğimi kendisine söyledim. Israrla aramasının üzerine mesaj attım, "Seni engelliyorum, bana ulaşmana gerek yok. Eşyalarını da poşetin içerisinde kapıya bıraktım, gelir alırsın" şeklinde mesaj gönderdim. Dilan ailesiyle kalıyordu, ara ara bende kalıyordu. Ben Dilan'a evin anahtarını hiç vermedim. Tatile gideceğim zaman evde kedim vardı, kedime bakması için Dilan'ın kardeşine anahtarımı vermiştim. Bu bahsettiğim olaydan 10 gün öncesidir. Anahtarı Dilan kardeşinden kendisi almış. Olay günü eve geldiğimde Dilan'ın eşyalarını poşete koyup kapının önüne bıraktım. Ondan sonra salonda sızdığım esnada başıma aldığım darbe ile uyandım. Dilan bağırıyordu, "Sen beni nasıl orada bırakırsın" diyerek hakaretler ediyordu. Ben tekrar "Seni istemiyorum" dedim. Dilan ise "Bu saatte eve gidemem" dedi. Dilan bir süre sonra sakinleştikten sonra yanıma gelerek uzandı. Ben tekrar Dilan'a kendisini istemediğimi söyledim, bunun üzerine tekrar sinirlendi. Ailemin başka biriyle evlenmemi istemelerini Dilan'a söyleyince Dilan iyice sinirlendi ve "Sen o kızla konuşuyor musun? Seni yarın Elazığ'a ve herkese rezil edeceğim. O hastanede çalışamayacaksın" diyerek çekmecedeki bıçağı alarak bana doğru geldi. Dilan bıçakla kendi saçını kesti. Kalkıp Dilan'dan bıçağı aldım; o esnada ikimiz de duvara doğru çarptık ve yere düştük. Sonra yerde boğuşmaya başladık. Bıçağı aldığım esnada ona doğru sallayarak "Defol git, polisi arayacağım" dedim. Kendisine değmedi zaten. Polisi arayacağım dedikten sonra Dilan kapıdan dışarı çıkarak kaçtı. Ben kapıyı kapattım; polisi aradım ve aşağı inerek polislerin gelmesini bekledim. Ben Dilan'ın yüzünü duvara çarptığını düşünüyorum. Eski eşim beni aldatmasına rağmen şiddete meyilli değilim. Öldürmek için herhangi bir sebebim yok. Yaralama kastım yok. Öldürmeye teşebbüs iddiasını kabul etmiyorum. Ben sinirlenmiş veya hakaret etmiş olsam Dilan'ı orada bırakıp gelmezdim. Ben bunların hiçbirini yapmadım. Bir insanı öldürmek gibi bir düşüncem olsa kolu veya yüzüyle uğraşmam. Dilan bana kavga esnasında eliyle dizime, kasığıma, başıma ve karnıma vurdu. Bana vurmasından dolayı şikayetçi değilim. Ben vicdan azabı çekiyorum. Ailesinden, kendi ailemden ve sizlerden özür diliyorum" dedi.

"Tasarlayarak öldürmek istesem mekandan çıktığımızda Dilan "beni al" dediğinde alıp öldürürdüm"

Dilan'ın kendisine restoranın içerisinde "Sen adam değilsin, adam olsaydın eski eşin seni aldatmaz ve boşamazdı" dediğini savunan Sinan B., "Ben Dilan'ı tasarlayarak öldürmeye çalışsam "beni al" dediğinde gidip alırdım. Kesinlikle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs yoktur. Yatak ve kanepenin üzerinde kan yok. Benim, yüzüne yumruk attığımı söylüyor ama kafasına o kadar yumruk atsam beyin kanaması geçirirdi. Dilan eve geldiğinde kıyafetiyle geldi, pijamasıyla dışarı çıktı. Elbiselerini alıp gitmek yerine gelip benimle uzandı. Hürriyetinden yoksun bıraktığım bir insan nasıl kıyafetini değiştirir? 8 yıl önce tıp fakültesinden mezun olduğum zaman insanı öldürmek için değil yaşatmak için çalışan bir insan olacağıma söz verdim. Ciğeri sönen bir insanın ameliyat olması ve yoğun bakıma alınması gerekiyor. Olaydan iki gün sonra televizyonlara çıktı. Olay gecesi cüzdanının yanında olduğu belli, cüzdanının içerisinde 770 lira para olduğu belli. Hekim olduğum için meslekten men edilmemi istiyor. Olaydan bir hafta önce Antalya Kemer'e benimle tatile geldi. "Gece eve gidemem" diyen insan tatile benimle gelemez. Ben herkesten özür dileyerek affınıza sığınıyorum" diye konuştu.

"Cemal'ini arıyorum ya şimdi konuş ya da sonsuza kadar sus dedi"

Olay günü Sinan B. ile konuştuklarını, yemek yemek için kendisini almaya geldiğini aktaran Dilan Tali, "Gidip orada oturduk. Sinan o gün gergin bir gün yaşamıştı. İş arkadaşlarından dolayı rahatsız olduğu şeyleri dile getirmişti. Bu arada ben alkol almadım. Önümde vardı ama içmedim. Sinan bana kendisinden öncesini sormaya başladı. "Benden önce kimle birlikte oldun? Neden ayrıldın?" diye sordu; ben de "sana ne" dedim. Çünkü onu ilgilendirmez. Sonrasında Sinan tuvalete gideceğini söyleyerek gidip hesabı kasada ödedikten sonra mekandan çıkmış. Ben de masada oturuyordum. 10 dakika sonra beni arayarak hesabı ödediğini mekandan ayrıldığını söyleyerek küfürler etmeye başladı. Bana "kaç kişiyle birlikte oldun" diyerek telefonu suratıma kapattı. Ben de mekandan çıktım. Mekandan çıktığımda Sinan'ın beni gelip alacağını düşündüm sonra tekrar arayarak küfürler etti. Ben de yoldan geçen araçlardan rahatsız olduğum için gelip beni almasını söyledim ancak o sadece bana küfürler etti. Araçlardan rahatsız olduğum için yürümeye başladım. Çaydaçıra Kavşağı'na kadar yürüdüm. Sinan beni tekrar arayarak küfürler etmeye başladı, ben de telefonu yüzüne kapattım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra sakinleştiğini düşünerek onu aradım ve beni almasını söyledim. Sinan tekrar hakaret ettiği için konuşma kapandı ve bana mesaj attı. "Cemal'ini arıyorum ya şimdi konuş ya da sonsuza kadar sus" dedi. Sinan önceki ilişkisinde aldatıldığı için sorun yaşıyordu. "Eşyalarını dış kapıya bırakıyorum, gelir alırsın" yazmış. Sinan, benim akrabam olan Cemal isimli şahısla görüştüğümü düşünüyordu. Olaydan bir gün önce kedi kustuğu için Sinan bana "gidip bakar mısın" dedi, ben de tamam dedim. Gidip kediye baktım. Evin anahtarı bende hep vardı. Ben Sinan'ın ev işlerini de yapıyordum, kediye bakmak için evin anahtarını almamıştım. Sinan beni almayınca taksi çağırdım. Taksi ile Sinan'ın evinin oraya gittim, "bekle, cüzdanımı alıp geleceğim" dedim. Önceki gün Sinan'da kaldığım için cüzdanım Sinan'ın evindeydi, ondan dolayı oraya gittim. Dediği gibi eşyalarımı kapının önüne bırakmamıştı" şeklinde konuştu.

"Dayak yerken kollarımı bırakıp ölüme teslim olmayı düşündüm"

Evin içerisine girdiğinde Sinan'ın oturma odasında oturduğunu ve uyumadığını aktaran Tali, "Onunla muhatap olmamak için yatak odasına geçtim. Cüzdanımı aldım, Sinan bana "gel konuşacağız" dedi. Ben de oturma odasına geçtim oturdum. Sinan mutfaktan bıçağı alarak geldi oturduğu süngere sapladı ve bana "konuşacaksın" dedi. Ben de "sana ne anlatayım" dedim. Bana yumruk atmaya başladı. Canım acıdığı için "dur, konuşacağım" dedim. Sırf bana fiziksel saldırısı olmasın diye hiç olmayan isimler vererek konuştum ki bana vurmasın. Sinan duyunca daha çok sinirlendi ve daha çok vurmaya başladı; ben yere düştüm, ilk bıçak darbesi sırtımdan oldu. Ölümcül darbeyi sırtımdan alınca akciğerim sönmeye başlamış. Ayağa kalktım. "Sinan ne olursun içeri gidelim, su içmezsem ölecekmişim gibi hissettim" dedim, Sinan izin vermeyerek vurmaya devam etti. O vurdukça ben yönümü değiştim. Fiziksel saldırı yaptığı zaman elindeki bıçağı da bana doğru sallıyordu. Bacağımdan ve kollarımdan bıçak darbesi ile yaralandım. Sonra vururken kendimi mutfak tarafına yönelttim. Sinan saçımdan tutarak bıçakla kesti. Beni yere yatırıp boğazımı sıkarak uzun bir süre nefesiz bıraktı. Bir ara kollarımı bırakıp ölüme teslim olmayı düşündüm. O beni boğarken ben Sinan'a vurmaya çalıştım. Sonra Sinan sendeledi, ayağa kalktı, bu sefer de ayağıyla ağzıma bastırdı. Ben vurmaya devam ediyordum. Sonra Sinan sol gözüme yumruk attı. Gözümden kan aktı. Kanı görünce "senin gözlerini oyacağım" dedi. Ben Sinan'a yalvardım ve sakinleşmesini istedim. Sinan bıçağı boğazıma dayadı. "Ben ölürsem annem çok üzülür, sen cezaevine girersin. Senin de annen çok üzülür" deyince Sinan kolumdan tutup zorla camın oraya götürmeye çalıştı. Camın önünde petek vardı, sarılarak çığlık atmaya başladım. Sinan camı açarak 11'inci kattan beni atacağını söyledi. Ben peteğe tutunduğum için Sinan kafamı defalarca peteğe vurdu. Bir süre durdu, sonra yeniden vurmaya başladı. Artık Sinan da yorulmuştu. Ayağa kalktım; ya kaçacaktım ya da dayak yemeye devam edecektim. Kalkar kalkmaz kapıya doğru koştum; kapıyı açtım, kapının önünde birileri vardı. Bir şey söylemeden karşı komşunun evine daldım. Ev sahibine, "Kapıyı kapat, ambulans ve polisi ara, ben yaralıyım" dedim. Ev sahibi polisi ve ambulansı aradı. Sonra ambulansla hastaneye götürdüler beni. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum. Üzerime attığı suçları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.

Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler